İmar Faaliyetleri
Mısır'da Fustât yakınında yeni bir şehir (el-Katâî) kurdurmuş olan Tolun-oğlu Ahmed ayrıca çeşme, hamam, su bendi ve İslâm dünyasında ilk defa, yoksul ve fakirlerin parasız tedavi edildiği bir devlet hastahanesi yaptırmıştı (873). Buna bağlı bir de eczahane vardı. Yine onun inşa ettirdiği, hâlâ Kahire'de mevcut, ünlü Tolûnîye Câmii İslâm sanatına Türk zevk ve üslubunu katar bir eserdir. Oğlu Humârveyh'in, salonları hükümdar ailesi mensuplarının heykelleri ile süslü, duvarları altın yaldızlı sarayı ile, Kur'ân sûreleri biçiminde tarhlanmış bahçesi meşhurdu. İslâm dünyasında bahçe kültürü ve çiçekçilik önce burada görülüyordu. Yine tarihte ilk olarak Sâmerrâ'da Türkler tarafından kurulan hayvanat bahçesinin daha mükemmeli bu devirde Mısır'da tesis edilmişti.
Kara-Hanlı hükümdarları Mâveraünnehir, Kâşgar, Balasagun bölgelerinde câmi, medrese, türbe, yol, köprü ve zengin vakıflarla desteklenen ribâtlar yaptırmışlardı. Şems'ül-mülk Nasr Han'ın Buhâra'da inşa ettirdiği köşkler, bahçeler, havuzlar, korularla süslü idi. Ayrıca bir de hayvanat bahçesinin bulunduğu "Şemsâbâd" sitesi ile, 1068 yılında yaptırılan muhteşem mihrablı Buhâra Ulu Câmii çok meşhurdu. Sarayının mermerleri, yaldızları, altundan çiçek ve çubuk tezyinatı el-Utbî tarafından medhedilen Sultan Mahmûd devrinde Gazne pek mâmur, süslü ve yine Sultan Mahmûd'un Leşker'i Bazar sarayı muhteşem idi. Gazneli devletinin diğer şehirleri de yüksek mâli güç sayesinde îmar edilmiş, güzelleştirilmişti.
Bütün bu eserler, kalıntılarından anlaşıldığı üzere, birer sanat âbidesi heybetinde idi. Türkler başka yerlerde olduğu gibi, burada da sanat ve mimariye kendi damgalarını vurmuşlardı.Bu Türk devletlerinden kalma kaleler, surlar veya eski hisar ve beden tamiratından başka saraylar, camiler, medreseler, türbeler, mezar sandukları, hastaneler, kervansaraylar, ribâtlar, köprüler, su yolları vb.den bir kısmının harabeleri hâlâ mevcuttur. Bütün bu imar faaliyetinin en iyi delilleri, pek çoğu elde bulunan, kitâbelerdir. Bütün bu memleketler Türkler zamanında meydana getirilen eserlerle dolu idi. Bu eserlerin çoğu o çağın hatıralarıdır ve umumiyetle Selçuklular tarafından ortaya konanlardan daha kalabalık ve daha sanatkâranedir. Türk sanat özelliklerini taşıyan ulu camiler, kümbedler ve medreseler tam bir Ortaçağ Türk beldesi manzarasını asırlarca muhafaza etmişlerdi.