İslâm-Türk devletlerinde makam ve memuriyet adlarından ve vezir Nizâm'ül-mülk'ün Siyasetname'sinden anlaşıldığına göre, hükûmet teşkilâtı ve ordu kuruluşunda, esas itibariyle İslâm-İran geleneğini devam ettiren Gazneli Türk devleti, Selçuklular ve dolayısiyle sonraki bütün Türk-İslâm siyasî teşekküllerine örnek olmuş durumdadır. Bununla beraber, Selçuklu devrinde Atabey, sübaşı, çavuş, tuğra, ulag, cufga vb. gibi teşkilâtla ilgili Türkçe terimler yaşamıştır. Ayrıca beyleri daima Türk unvanları taşıyan Türkmen Beylikleri dışında, Türkistan'ın devamlı tesiri ile, Delhi Sultanlığı'nda, hiç olmazsa terim olarak Türk unvanları uzun müddet görülmüştür. a- Hükümdâr ve Saray: Devlet teşkilâtının en mükemmel şeklini almış olduğu Büyük Selçuklu İmparatorluğu zamanında sultan (Melikşah, Sencer; Büyük Sultan=Es-sultan'ül-a'zam) adına ülkenin her tarafında hutbe okunur, para onun adına basılır, fermanlara, "Büyük Divan" (merkezî hükûmet) kararlarına onun isminden ibaret tuğra çekilirdi. Sultan Türkçe adı yanında bir Müslüman adı da alır, saltanatın hilâfetçe tasdiki münasebeti ile halife tarafından verilen lâkapları kullanırdı. Savaşlarda ve gezilerde başı üzerinde "çetr" tutulur ve daima beraberinde bulunan muzika takımı ("nöbet") günde 5 namaz vaktinde nöbet çalardı. Melikler ancak 3 nöbet çaldırabilirlerdi. Sultanlar, haftanın belirli günlerinde devlet erkânını ve kumandanları kabûl eder, halkın şikâyetlerini dinler, kadı'ları tâyin, ikta'ları tevzi, tâbi devlet başkanlarının hükümdarlıklarını, meliklerin idareciliklerini tasdik ve devlete karşı işlenen suçlarla meşgul yüksek mahkemeye başkanlık ederdi. b- Hükûmet: "Divan-ı saltanat" (Büyük Dîvân) denilen hükûmet, başında "sahip Dîvân-ı Saltanat" (veya Hâce-i buzurg) unvanlı vezirin bulunduğu "Dîvân-ı vezaret"e bağlı olan 4 Dîvândan kurulu idi: 1?Dîvân-ı Tuğra (devletlerin bazılarında, Dîvân-ı inşa, Dîvân-ı risâlet: İç ve dış yazışmalar), 2?Dîvân-ı İstîfa (mâliye). Halktan tahsil edilen vergilerin toplandığı "Harç"?masraf hazinesi ile, has araziden ve tâbi hükûmetlerden alınan vergi, hediye vb. âit "Asıl" (ihtiyat) hazineyi idare eder ve devletin umumî gelirlerini düzenler, 3?Dîvân-ı Arz-ül-ceyş (Harbiye), 4?Dîvân-ı işrâf (Umumî teftiş), Burada, askerî ve adlî işler dışındaki bütün devlet memurları ve muamelâtının tamamen müstakil bir "işrâf" kuruluşu ile kontrol altında tutulması dikkate değer. Taşra ise Büyük Dîvân'a bağlı ve merkez şehirlerinde birer şıhne (askerî vâli) bulunan eyaletlerle, melikler idaresindeki bölgelere ayrılmıştı. Her şehir ve kasabada mülkî idareden sorumlu bir "amîd", mâlî işlere bakan bir "âmil", halk tarafından seçilen bir "reis" ve belediye işlerini murakabe eden bir "muhtesip" vardı. Çeşitli vazifelerle bütün ülkeye yayılmış nâipler vekiller, kâtipler, tahsildarlar vb. hayli kabarık yekûn tutardı. Ayrıca imparatorlukta "peyk"ler ve "perende"lerden kurulu çabuk haber alma teşkilâtı, muntazam ulag (posta) şebekesi, askerî ve ticarî ehemmiyeti haiz yollarda karakollar ve asayişin daimî korunması gerekli yerlerde "ribât" (tahkimli han)lar, "münhî" diye anılan gizli istihbarat memurları hükûmet teşkilâtınıı tamamlayan unsurlardı