Daha Kaliteli Hizmet için Lütfen Giriş Yapınız!!!
Daha Kaliteli Hizmet için Lütfen Giriş Yapınız!!!
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Hoşgeldiniz
 Hoşgeldin; Misafir

Toplam 0 Mesajın Var.

Kayıt Tarihin:

Son Ziyaretiniz:


5731 Gündür yayındayız
793 Konumuz var
1019 Mesaj gönderildi
25 Kullanıcımız Var
Son Üyemiz : https://progametr.yetkin-forum.com/u26
En iyi yollayıcılar
>M3LİS_ALİ<
Güzel Sanatlar 2 Vote_l10Güzel Sanatlar 2 Vote_b10Güzel Sanatlar 2 Vote_r11 
Mixer_Enternasional
Güzel Sanatlar 2 Vote_l10Güzel Sanatlar 2 Vote_b10Güzel Sanatlar 2 Vote_r11 
foOX
Güzel Sanatlar 2 Vote_l10Güzel Sanatlar 2 Vote_b10Güzel Sanatlar 2 Vote_r11 
SmurfLette*
Güzel Sanatlar 2 Vote_l10Güzel Sanatlar 2 Vote_b10Güzel Sanatlar 2 Vote_r11 
xXx-RaP
Güzel Sanatlar 2 Vote_l10Güzel Sanatlar 2 Vote_b10Güzel Sanatlar 2 Vote_r11 
SheKiLL_eMocHi*
Güzel Sanatlar 2 Vote_l10Güzel Sanatlar 2 Vote_b10Güzel Sanatlar 2 Vote_r11 
KeineLust
Güzel Sanatlar 2 Vote_l10Güzel Sanatlar 2 Vote_b10Güzel Sanatlar 2 Vote_r11 
BaBa_YatmaZ
Güzel Sanatlar 2 Vote_l10Güzel Sanatlar 2 Vote_b10Güzel Sanatlar 2 Vote_r11 
Meiste'r
Güzel Sanatlar 2 Vote_l10Güzel Sanatlar 2 Vote_b10Güzel Sanatlar 2 Vote_r11 
ApoCaN_06
Güzel Sanatlar 2 Vote_l10Güzel Sanatlar 2 Vote_b10Güzel Sanatlar 2 Vote_r11 
Istatistikler
Toplam 25 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: Meiste'r

Kullanıcılarımız toplam 1019 mesaj attılar bunda 793 konu
Panel





 

 Güzel Sanatlar 2

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Mixer_Enternasional
WebmasterWebmaster
Mixer_Enternasional


Erkek
Mesaj Sayısı : 336
Yaş : 31
Yer : 'im Seni!
Hobiler : 'in Neler?
Lakap : Smile ADSL
Hangi Takımlısın? : Güzel Sanatlar 2 Gs
Hangi Sistem : Güzel Sanatlar 2 Yk-linux
Kayıt tarihi : 09/09/08

Güzel Sanatlar 2 Empty
MesajKonu: Güzel Sanatlar 2   Güzel Sanatlar 2 EmptyPaz Eyl. 28, 2008 12:08 am

Türkiye Selçukluları da hâkim oldukları süre içinde birçok mimârî eserler ile Anadolu'yu âdetâ süslemişler ve bunlardan bir kısmı da zamanımıza kadar gelmiştir. Selçuklu sultanları Anadolu'da câmi, medrese, türbe, kervansaray, kale ve köprüler yaptırmışlardı. Nitekim Sultan Mes'ûd tarafından XII. yüzyılın ortalarında yaptırılmağa başlanan Konya'daki Alâeddîn Câmi sonraki tamir ve değişikliklerle zamanımıza kadar gelmiştir. Sultan I. Alâeddîn Keykubâd Niğde'de kendi adıyla anılan cami ile, Malatya'daki Ulu câmi'i inşâ ettirdi. Kayseri'deki Huand Câmi'i ve külliyesi de Alâeddîn Keykubâd'ın eşi Mahperi Huand Hâtun tarafından yaptırılmıştır.
Türkiye Selçuklu sultanları tarafından, medrese tarzında yaptırılan ilk eser, Kayseri'deki Çifte Medrese, Gıyâseddîn I. Keyhusrev'in tıp medresesi (Şifâiye) ile kızkardeşi Gevher Nesibe'nin şifâhânesinden meydana gelmiştir. Sultan İzzeddîn I. Keykavus da Sivas'da bir şifaiye medresesi yaptırmıştı. Selçuklu devlet adamları da ülkeyi bayındır duruma getirmek bakımından faaliyette bulunmuşlardır. Nitekim Sâhib Ata Fahreddîn Ali Akşehir'de Taş Medrese, Kayseri'de Sâhibiye Medresesi, Konya'da İnce minareli Medrese'yi atabey Ertokuş Isparta'da medrese, Celâl ed-Dîn Karatay Konya'da Karatay Medresesi'ni, Muineddîn Pervâne Sivas'da Gök Medrese'yi ve Cacaoğlu Nûreddîn de Cacabey Medresesi'ni yaptırmışlardı. Kırşehir'deki Cacabey Medresesi'nin önce bir rasadhâne olarak yapıldığı sonra da câmiye çevrildiği anlaşılıyor.
Türkiye Selçuklular'ın kudretini, teşkilâtının iyi işlediğini ve yüksek kültürünü en canlı şekilde aksettiren eserler, ticaret yolları üzerinde yükselen kervansaraylardır. Anadolu'da çok sayıda bulunan kervansaraylar Selçuklu sultanları ve vezirleri tarafından XIII. yüzyıl boyunca yaptırılmıştır. Bir muhafız kıtasıyla korunan bu kervansaraylarda yolculara hayvanlarıyla birlikte üç gün parasız yemek veriliyor, hastalar tedavi ediliyor ve herkese din farkına, zengin ve fakir olduğuna bakılmaksızın eşit muamele ediliyordu. Anadolu'daki kervansaraylardan sekiz tanesinin Selçuklu sultanları tarafından yaptırıldığı tespit edilmiştir.
Anadolu'daki kümbet ve türbeler mütevâzi ölçüler içinde yapılmakla beraber, mimârî bakımdan bir gelişme içinde oldukları görülmektedir. Önceleri tuğladan ve taştan inşâ edilen kümbetler, daha sonra sadece taştan yapılmağa başlanmıştı. XII,. yüzyıla âit Selçuklu kümbetlerinden Konya'daki II. Kılıç Arslan kümbeti kalmıştır. Selçuklu sultanlarından kalan bir türbe ise, I. Keykavus'un Sıvas'daki türbesidir. Selçuklu hâtunlarından Kayseri'deki Mahperi Huand Hâtun kümbeti, devlet adamlarından Atabey Ertokuş'un kümbeti, Celâl ed-Dîn Karatay'ın Konya'daki türbesi, yine Konya'da Sâhib Ata Fahreddîn Ali'nin âile türbesini bu tip eserlerden zamanımıza kadar kalmış birkaç örnek olarak zikredebiliriz.
Selçuklu Türkleri'yle Orta Asya'dan batıya doğru yayılan halı sanatı, Türkiye Selçukluları zamanından (XIII. yüzyılın ilk yarısından) kalan parçalardan anlaşılacağı üzere devamlı gelişmelerde daha sonraki halı sanatına bir temel olmuştur. Konya Selçuklu halıları refâh ve dekor bakımından fevkalâde bir zenginlik gösterirler. Renk olarak genellikle koyu mavi veya kırmızı göze çarpar. Selçuklu halılarındaki motifler; sekiz köşeli yıldızlar, uçları çengellerle çevrilen sekizgenler gibi sık sık görülen geometrik şekillerdir. Ayrıca gâyet stilize bitki ve hayvan şekilleri de görülür. Halılara karakteristik özellik veren husûs geniş bordürlerindeki iri kufî yazı dekorudur.
XIII. yüzyılda Anadolu'daki Selçuklu çini sanatı çok büyük bir gelişme göstermiş ve kendine has bir desen dünyası yaratmıştır. Zikredilen yüzyılın ikinci yarısından sonra çini süslemede bitkisel motiflerin hâkimiyeti natüralist uslubun habercisi olmuştur. Anadolu'da iç ve dış mimaride çini süsleme kullanılmış bunun örneklerine şifâhâne, medrese, türbe, kümbet, câmi ve mescidlerde rastlanmış, böylece bu sanatın gelişmesi sağlanmıştır. Türkiye Selçuklular'ın başkenti Konya çeşitli tekniklerin kullanıldığı bir çini merkezi olmuş ve bütün Selçuklu devri çini sanatını şekillendirmiştir.
Selçuklular İslâm medeniyetine uymakla kalmamışlar, kendi şahsiyet ve zevklerinden bu medeniyete büyük ölçüde katkıda bulunarak, kendi sanat görüşlerini de ortaya koymuşlardı. İdareleri altında bulunan Çin sınırlarından İstanbul Boğazı, Akdeniz ve Karadeniz kıyılarına, Mısır, Yemen ve Hind hududlarına kadar olan ülkelerde câmi, medrese, türbe (kümbet), hastahâne, kervansaray, kale ve köprü gibi bir çok mimârî eserler meydana getirmişler, kökleri eski yurtlarındaki yapılara giden tipleri buralarda da geliştirmişler ve İslâm dünyasına yeni yapı tipleri hediye etmişlerdir. İran, Türkistan ve Irak'daki büyük câmilerde bu yenilikler tatbik edilmiş ve Selçuklular İslâm dünyasındaki câmilere abidevî bir manzara kazandırmışlardı. Selçuklular'dan zamanımıza kadar örnek olarak; Isfahan Mescid-i Cuma, Gülpayegân Câmii, Kazvîn'deki Mescid-i Cuma ve Ardistan'daki Mescid-i Cuma gibi camiler kalmıştır.
Diğer bir yapı tipi de dinî bir öğretim yeri olan medresedir. Nişâbûr, Bağdad ve Tus medreseleri bu yapı şeklinin ilk örnekleridir. Mimârî bakımdan medresenin şekli tespit edilmiş, orta avlulu ve dört eyvanlı planın kullanıldığı anlaşılmıştır. Bu yapı tipinde avlunun dört bir tarafında eyvân bulunmakta, avluyu kemerli revaklar çevirmekteydi. Bu suretle dört eyvanlı câmi ve medrese planının Selçuklular'ın idaresindeki bölgelerde uygulandığı görülmektedir. Son zamanlarda yapılan arkeolojik arastırmalar neticesi dört eyvanlı planın saray ve kervansaraylarda da uygulandığı meydana çıkmıştır. Selçuklular'ın İslâm dünyasına getirdikleri yeni yapı şekillerinden biri de; şekil itibarıyla Türk çadırları ("otağları"nı andıran tuğladan yapılmış ve adına "Kümbet" denilen türbelerdir. Bunları genel olarak dört köşeli, çok köşeli veya yuvarlak biçimde olmak üzere üçe ayırmak mümkündür. Selçuklular devrinde İslâm dünyasında bir çok türbe yapılmıştır. Bu devreden kalan örneklerin başında, dünya mimârisinin sayılı şahaserleri arasında yer alan, Sultan Sencer (öl. 1157)'in Merv şehrindeki türbesi gelir. Yeni tip ince silindirik minareler de İslâm dünyasına Türk mimârisinin bir hediyesidir.
Kirmân Selçukluları daha ilk melikleri Kavurd zamanından (1048-1073) itibaren imâr faaliyetlerine başlamışlardı. Nitekim onun yaptırdığı karakol kalelerinden "minare" biri bugün de mevcudiyetini muhafaza etmektedir. Selçuklular devrinde Kirmân'da şehircilik yönünden de bir gelişme görülmüş, şehirler "şehristân" denilen kısımdan dışarı taşarak yeni mahalleler ve yerleşme merkezleri kurulmuştur. Melik I. Turan-şâh'ın şaptırdığı "Mescid-i Melik" adıyla meşhur olup, bugün Kirmân gölgesinin en eski câmiidir. O devreden kalan bir eser de Atabey Bozkuş'un yaptırdığı ve "Hâce Atabey" adı ile meşhur türbedir. Selçuklu devrinde yapılmış ve bugün var olan bazı eserlerden; Berdisîr'deki Mescid-i Bâzâr-ı şâh, Zerend'deki Selçuklu minaresini, Kirmân şehrine takriben 70 km. mesafedeki Nigâr köyündeki Selçuklu kalesini ve hamamı zikredilebilir. Ayrıca kaynaklarda Selçuklular'ın Kirmân'da bir çok imâr faaliyetlerinde bulunduğu kaydedilmiştir
Selçuklu devrindeki figürlü plastik sanatında, Orta Asya modelleri esas tutulmuş, statüko üzerinde gelişmiş olan bu Selçuklu süsleme üslubu câmiler, saraylar ve hattâ zenginlerin evlerinde de görülmüştür. Bu süsleme kompozisyonlarında av sahneleri ve saray hayatından sahneler tasvir edilmiş, Rey'de yapılan kazılarda yıkılmış olan Selçuklu saraylarından çehreleri Türk hatları taşıyan boyanmış heykeller bulunmuştur. XI. yüzyıldan itibaren halı sanatı da Selçuklu Türkleri ile Orta Asya'dan batıya doğru yayılmıştır. Ancak Büyük Selçuklular'dan zamanımıza kadar hiç bir eser gelmemiştir. Selçuklular'ın tesiri ile Bağdat'ta ipek sanayiinde büyük bir gelişme görülmüş ve en eski ipekli kumaş örneği bu devreden kalmıştır.
Yine Bağdad'da ilk İslâmî minyatür mektebi Selçuklular zamanında kurulmuş, önce Arapça'ya çevrilen metinleri açıklamak ile başlayan bu sanat daha sonra hikaye kitablarında da kendini göstermişti. Minyatür sanatı, Selçuklu sultan ve emirlerinin katipleri olan Uygur Türkleri tarafından geliştirilmiştir. Bu devirde İran'da Orta Asya seramik sanatı uslubunun tesirleri de açıkça görülmektedir. Selçuklular devrinde başta Rey olmak üzere, Musul ve Rakka gibi üç önemli merkezde çinicilik sanatı gelişmiştir. Türk mimarisinde çininin bir süslenme düzeni içinde mimârî ile bağlanarak kullanılması İran'da Büyük Selçuklular ile başlamış, asıl büyük gelişme Anadolu mimarisinde gerçekleşmiştir. Çini yanında seramik eserler yapılmış ve seramik merkezleri kurularak çok sayıda eser verilmiş, yeni teknikler yaratılmıştır. Büyük Selçuklular devrinde maden işlerinde fevkalâde bir teknikle kaliteli eserler meydana getirilmiştir. Maden sanatının merkezi ise Horasan bölgesi idi. Madenden yapılmış eşyalar, aynı zamanda saray hayatını ve tabiatı aksettiren, kabartma tasvirler ile süslenmiştir.
Onbirinci yüzyıldan beri Ortadoğu ülkelerinde yerleşen ve İslâm dünyasının müşterek malı olmuş bulunan bütün sanat yeniliklerinde Türkler'in tesiri görülmüş ve bu daha sonraki yüzyıllarda da devam etmiştir.
Türkiye Selçukluları da hâkim oldukları süre içinde birçok mimârî eserler ile Anadolu'yu âdetâ süslemişler ve bunlardan bir kısmı da zamanımıza kadar gelmiştir. Selçuklu sultanları Anadolu'da câmi, medrese, türbe, kervansaray, kale ve köprüler yaptırmışlardı. Nitekim Sultan Mes'ûd tarafından XII. yüzyılın ortalarında yaptırılmağa başlanan Konya'daki Alâeddîn Câmi sonraki tamir ve değişikliklerle zamanımıza kadar gelmiştir. Sultan I. Alâeddîn Keykubâd Niğde'de kendi adıyla anılan cami ile, Malatya'daki Ulu câmi'i inşâ ettirdi. Kayseri'deki Huand Câmi'i ve külliyesi de Alâeddîn Keykubâd'ın eşi Mahperi Huand Hâtun tarafından yaptırılmıştır.
Türkiye Selçuklu sultanları tarafından, medrese tarzında yaptırılan ilk eser, Kayseri'deki Çifte Medrese, Gıyâseddîn I. Keyhusrev'in tıp medresesi (Şifâiye) ile kızkardeşi Gevher Nesibe'nin şifâhânesinden meydana gelmiştir. Sultan İzzeddîn I. Keykavus da Sivas'da bir şifaiye medresesi yaptırmıştı. Selçuklu devlet adamları da ülkeyi bayındır duruma getirmek bakımından faaliyette bulunmuşlardır. Nitekim Sâhib Ata Fahreddîn Ali Akşehir'de Taş Medrese, Kayseri'de Sâhibiye Medresesi, Konya'da İnce minareli Medrese'yi atabey Ertokuş Isparta'da medrese, Celâl ed-Dîn Karatay Konya'da Karatay Medresesi'ni, Muineddîn Pervâne Sivas'da Gök Medrese'yi ve Cacaoğlu Nûreddîn de Cacabey Medresesi'ni yaptırmışlardı. Kırşehir'deki Cacabey Medresesi'nin önce bir rasadhâne olarak yapıldığı sonra da câmiye çevrildiği anlaşılıyor.
Türkiye Selçuklular'ın kudretini, teşkilâtının iyi işlediğini ve yüksek kültürünü en canlı şekilde aksettiren eserler, ticaret yolları üzerinde yükselen kervansaraylardır. Anadolu'da çok sayıda bulunan kervansaraylar Selçuklu sultanları ve vezirleri tarafından XIII. yüzyıl boyunca yaptırılmıştır. Bir muhafız kıtasıyla korunan bu kervansaraylarda yolculara hayvanlarıyla birlikte üç gün parasız yemek veriliyor, hastalar tedavi ediliyor ve herkese din farkına, zengin ve fakir olduğuna bakılmaksızın eşit muamele ediliyordu. Anadolu'daki kervansaraylardan sekiz tanesinin Selçuklu sultanları tarafından yaptırıldığı tespit edilmiştir.
Anadolu'daki kümbet ve türbeler mütevâzi ölçüler içinde yapılmakla beraber, mimârî bakımdan bir gelişme içinde oldukları görülmektedir. Önceleri tuğladan ve taştan inşâ edilen kümbetler, daha sonra sadece taştan yapılmağa başlanmıştı. XII,. yüzyıla âit Selçuklu kümbetlerinden Konya'daki II. Kılıç Arslan kümbeti kalmıştır. Selçuklu sultanlarından kalan bir türbe ise, I. Keykavus'un Sıvas'daki türbesidir. Selçuklu hâtunlarından Kayseri'deki Mahperi Huand Hâtun kümbeti, devlet adamlarından Atabey Ertokuş'un kümbeti, Celâl ed-Dîn Karatay'ın Konya'daki türbesi, yine Konya'da Sâhib Ata Fahreddîn Ali'nin âile türbesini bu tip eserlerden zamanımıza kadar kalmış birkaç örnek olarak zikredebiliriz.
Selçuklu Türkleri'yle Orta Asya'dan batıya doğru yayılan halı sanatı, Türkiye Selçukluları zamanından (XIII. yüzyılın ilk yarısından) kalan parçalardan anlaşılacağı üzere devamlı gelişmelerde daha sonraki halı sanatına bir temel olmuştur. Konya Selçuklu halıları refâh ve dekor bakımından fevkalâde bir zenginlik gösterirler. Renk olarak genellikle koyu mavi veya kırmızı göze çarpar. Selçuklu halılarındaki motifler; sekiz köşeli yıldızlar, uçları çengellerle çevrilen sekizgenler gibi sık sık görülen geometrik şekillerdir. Ayrıca gâyet stilize bitki ve hayvan şekilleri de görülür. Halılara karakteristik özellik veren husûs geniş bordürlerindeki iri kufî yazı dekorudur. XIII. yüzyılda Anadolu'daki Selçuklu çini sanatı çok büyük bir gelişme göstermiş ve kendine has bir desen dünyası yaratmıştır. Zikredilen yüzyılın ikinci yarısından sonra çini süslemede bitkisel motiflerin hâkimiyeti natüralist uslubun habercisi olmuştur. Anadolu'da iç ve dış mimaride çini süsleme kullanılmış bunun örneklerine şifâhâne, medrese, türbe, kümbet, câmi ve mescidlerde rastlanmış, böylece bu sanatın gelişmesi sağlanmıştır. Türkiye Selçuklular'ın başkenti Konya çeşitli tekniklerin kullanıldığı bir çini merkezi olmuş ve bütün Selçuklu devri çini sanatını şekillendirmiştir.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://progametr.yetkin-forum.com
 
Güzel Sanatlar 2
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Türkiye,Türk Tarihi :: Türk Tarihi :: Müslüman Türk Devletleri :: İlk Müslüman Türk Hanedanları :: Selçuklular'da Teşkilat, Kültür Ve İmar Faaliyetleri-
Buraya geçin: